İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon/Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek

Her ilişki temiz bir zeminde başlasa da zamanla kişilerin karakterleri bu zeminde çeşitli etkiler yaratmaya başlayabilir. Özellikle taraflardan bir tanesi narsistik, sapkın ya da uzman bir manipülatör ise artık geri dönülmesi zor bir yolculuğun başladığını belirtmek gerekir.


Psikolojik Şiddet Mağdurlarına Yardım Derneği Başkanı Pascale Chapaux-Morelli ve Psikanalist, Klinik Psikolog ve Bağımlılık Uzmanı Pascal Couderc’in birlikte kaleme aldıkları “İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon / Narsist Bir Partnerle Yüzleşmek” isimli kitap İletişim Yayınları imzası taşıyor. Kitabın Türkçe çevirisi Işık Ergüden’e ait. Yalın ve akıcı bir çeviri ile kolaylıkla okunabilen kitap alan dışı okumalar yapmak isteyenler için bir rehber niteliği taşımaktadır.

Her ilişki temiz bir zeminde başlasa da zamanla kişilerin karakterleri bu zeminde çeşitli etkiler yaratmaya başlayabilir. Özellikle taraflardan bir tanesi narsistik, sapkın ya da uzman bir manipülatör ise artık geri dönülmesi zor bir yolculuğun başladığını belirtmek gerekir. Gaslighting kavramı kitapta geçmese de konu ile olan ilgisinden dolayı kısa bir
tanımlamayı hak ediyor. Wikipedia’ya göre Gaslighting, “Bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemi. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirme. Bireyde veya seçilen grupta şüphe uyandırma,
kalıcı inkâr, çelişki ve yalan yoluyla peyderpey dikte edilir ve fark edilmesi kimi zaman güçtür.  Terimin adı,  Gas Light  (Gaz Lambası) adlı 1938 yapımı bir oyundan gelmektedir. Oyundaki erkek karakter eşini deli olduğuna ikna etmeye çalışır ve gaz lambasını söndürdüğünde eşi bunun gerçek değil uydurulmuş bir şey olduğunun farkına varır…” Gaslighting üç aşamadan oluşur. İdealleştirme, değersizleştirme ve gözden çıkarma. Süreç sona erip de gözden çıkarma aşamasına gelindiğinde manipülatör, mağduru terk eder ve başka birine yönelir. Bu yeni kurban da aynı süreçleri yaşamak zorundadır.

Yeniden kitaba döndüğümüzde örneklenen gerçek yaşamların her iki yazarın hastaları ile yaşadıkları süreçlerden alıntılar olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Elbette hasta-doktor gizliliği ilkesine uyulmuş ve vakalara dair kişisel bilgiler kitap için değiştirilmiş. Toplamda iki bölümden oluşan bu kitap, sahip olduğu alt başlıkları ile manipülasyon, narsist kişilik ve
narsistik sapkınlık hakkında doyuma ulaşacağınız bilgiler ve vakalar içermekte. “Neden okunmalı?” sorusu ile başlamak istiyorum. Eser için gerek psikoloji bilimi ile ilgili kimselerin gerekse de ikili ilişkiler hakkında kaynak taraması yapan ve kendi hayatındaki bu karmaşık yola yakından bakmak isteyen okurlar için tasarlanmış bir başucu kitabı diyebiliriz. Özellikle
ilişkilerinde taraflardan birisinin narsist veya saldırgan olduğu şüphesi taşıyanların, süreç hakkında bilgi edinmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir eser olduğunu belirtmekte fayda var.

İlişki sürecinde sürekli suçlu ve inkâr edilmiş hisseden kimselere yakın çekim yapan kitap, eşlerden birinin ev ve dışarı yaşamında sergilediği kişilik profiline odaklanarak başlıyor. Dışarıda kibar, sakin, cana yakın ve neşeli olan eş; ev içerisinde daha despot, asık suratlı ya da umursamaz davranarak kendi mevziisindeki savaşı güçlendirmeye başlıyor. Peki,
“Sapkın” kelimesi tam olarak ne ifade ediyor? Narsist eş, usta tiyatro oyuncularına taş çıkartacak kadar yetenekli hamleleri ile gizlediği kişiliğini sayısız maskeler ile örterken mağdur eş farkında olmadan ona hizmet etmenin bir ibadete dönüştüğü ilişkiye çekilir.

Konu ile ilgili olarak sıcak suda haşlanan kurbağa deneyini hatırlamanızda fayda var. Narsist sapkın sadece ve sadece kendisine tapar. Onun dünyasında duygular ve empati bulunmaz. O kendisini yücelten; özellikle de dış görünüşü ile mükemmel bulan kimseleri avlamak üzerine kurulu bir hayatı yaşar. Asla yalnızlık yaşamaz ve asla depresif bir ruh
haliyle karalar bağlamaz. Her koşulda ve her durumda bedenini yüceltecek başka bir av yakalamak onun tek gayesidir. Ve sıkı durun tüm bu hamleleri yaparken narsist sapkın eş, her daim mağdur ve ezilmiş gibi davranır. Bunu öyle bir ustalıkla yapar ki çevredeki herkes onun naif kişiliğinin diğer eş (gerçek mağdur) tarafından hırpalandığını düşünür. Peki, kitaba göre narsist sapkın kişilik nasıl doğar ve nasıl büyür? Yanıtını satır aralarında Freud’a kadar uzanan bir süreçte bulmak mümkün görünüyor. En temelde ise narsist sapkın kişiliğin henüz çocukluk yıllarında umursamaz bir anne ile büyüdüğü gerçeğini yakalıyoruz. Bu anne yer yerinden oynasa çocuğunun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalmış ve onu uzunca bir süre sevgisiz bırakmıştır.

İlişkinizi değerlendirdiğinizde hiçbir tartışmayı kazanamadığınıza karar verdiyseniz eğer durup düşünmeniz gereken bir eşiğe geldiğinizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Kitaptan alıntı yaparak devam etmek istiyorum: Ben kendimi iyi savunamıyorum. O daha iyi beceriyor.  Benim haksız olduğumu daima kanıtlıyor. Tartışma sıradan bir şeyle başlamış olsa dahi kendimi bütün kötülüklerin suçlusu buluyorum. Hiçbir şey söylemeye cüret edemiyorum.

Gördüğünüz gibi narsist sapkın kişiliğin tecrit ettiği mağdur eş tüm ilişki sürecinde asla haklı görünemez. Tam kazandığına olan inancı güçlenmişken sapkın narsist eş yıllar öncesinden bir suç seçer ve mağdur eşin önüne fırlatır. Onunla girişilen herhangi bir tartışmayı kazanmak mümkün değildir. Peki, her manipülatörü narsist sapkın ilan edebilir miyiz? Yanıtımız hayır olacaktır. İyi bir manipülatör eşini deyim yerindeyse sürü hayvanı gibi idare ederken onu narsist sapkın yapan şey bu müdahalelerinin sıklığı, tekrarı ve saldırının boyutu ile değerlendirilir. Narsist sapkın asla doymaz, eşinin itaat etmesi ya da onu yüceltmesi ya da onunla arasını iyi tutmak adına verdiği tavizler ve çok daha fazlası asla ona yetmez.

Narsist sapkın kişiliğin ustalıkla ördüğü yalanlar ağını ortaya çıkarmak hele ki ispat etmek hayli güçtür. Onun saldırılarını göğüsleyen mağdur eş tek başına direnirken manipülatör eş onu yalnızlaştırmak ve daha da çaresizleştirmek için sosyal çevreyi de yapılandırmayı ihmal etmez. Her koşulda mağdur eş yalnızdır ve ufak ufak öğütüldüğünden habersizdir. “Aşkla başlamış bir ilişki bu aşamada nasıl ilerler?” diye merak ediyorsanız her ilişkide olduğu gibi cinselliğe odaklanmak gerekir. İlişkilerin dinamizminde yer edinen cinsellik, narsist sapkının elinde adeta bir sanat eserine dönüşür. Narsist sapkın kendi bedenini olumlayan tüm cinsel eylemlerin gerçekleşmesi konusunda mağdur eşi yüreklendirir. Ancak bir süre sonra işler rayından çıkar. Mağdur eşin sebep gösterilmeksizin cinsel şiddetle cezalandırılması ile başlayıp cinsel perhize evrilen ilişkinin aniden, yeniden, yüksek derecede doyuma ulaşması kafa karışıklığına sebep olur. Mağdur eş hayalindeki cinsel deneyimi narsist sapkın ile gerçekleştiremezken başka bir partneri arzulaması da elinden alınmıştır. Cinsel eylemde de ustalıkla rol yapan narsist sapkın partnerini avucunda tutarken kimi zaman mağduru aylarca ve hatta yıllarca tek bir pozisyona zorlar. Kimi zaman da ışıltılı bir sarılma ve öpücük yağmuru ile mağdurdaki güven duygusunu tazeler.

“İstila, değersizleştirme, tecrit, imha, aldatma…” Narsist sapkın kişilik ve Mutlak Erk Sahibi Kişilik hakkında bol bol karşılaştırmalı okumlar yapacağımız sonraki bölümlerde bu davranış kalıplarının ardında yatan nedenlere daha yakından bakıyoruz. Örneklemdeki yaşantıların ilginç öykülerini okuyoruz ve dahası zihnimizde canlandırıyoruz. Kitapta geçen
bir vaka örneğinden alınan serzenişe yakından bakalım: Eğer bir bardağı düşürür de kırarsa, bu, birisi o bardağı “düşecek gibi” koyduğu içindir… “Narsist sapkın kendini savunur, evet, çünkü bir adaletsizliğin kurbanı olduğunu düşünür: Ona bir şey borçludurlar, ona verilmemiş bir şey. Anneyle bağın güçsüzlüğü böyle bir kişiliğin oluşumunu başlatmış düğüm olabilir. Onda eksik olan şey başka bir yerde çok meşgul olan annesinin ödülleridir.” Buradaki kısa açıklamadan yola çıkarak sapkın kişiliğin herhangi bir arzuya ya da duyguya sahip olmadığını yinelemekte yarar var. Sapkın kişiliğin yalnızca ve yalnızca ihtiyaçları vardır. Bitmek bilmez, kimselerin doyurmasının mümkün olmadığı bir açlıkla saldırır bu nedenle. Onun davranışlarını ağına böcek düşürmüş bir örümceğin sabırlı ritüellerine benzetebilirsiniz.

Baştan çıkarma, istila ve yıkım: Narsist sapkının takip ettiği ve asla ihmal ettiği yol haritasıdır bu. Sapkın kişilik dışarıya yansıttığı hayatında hep fedakârdır, saçını süpürge etmiştir ve hatta kendi hayatından vaz geçmiştir. Çoğu narsistik sapkının yerinde duramadığına dair de ayrıntılı açıklamaların olduğu ikinci bölümde onların her daim uğraş
veren meşgul ve enerjik kimseler olduklarının da altı çizilmiştir. O, her zaman ideal bir bedenin ve ruhun ete, kemiğe ve ruha bürünmüş emsalsiz bir örneğidir. İnsanları yermeyi ve özellikle bazı kesimleri aşağılamayı sever. Bunları da yaparken itici görünmemek adına çaba gösterir ancak dikkatli kimseler onun güce ve paraya olan zaafını ve kibirli kişiliğini görebilirler.

“Manipülatör konuştuğunda baştan çıkartır, sustuğunda ise yine baştan çıkartır. Hiçbir zaman herhangi bir insanla gerçek bir diyalog kuramaz.” Narsist sapkın içgüdüsel dürtüleri ile hareket eder ve tüm edimleri bu şehvetli güdülere hizmet ederek onun eşsiz bir bedene ve ruha sahip olduğu fikri etrafında gezinir. Kurban ise artık gerçeği göremeyecek kadar kendi sorunlarında boğulur olmuştur. Hem kendisini hem de ilişkisini kurtarmak ancak ve ancak onun “hatalarından” vazgeçmesi/arınması ile mümkündür; çünkü buna inandırılmıştır. Kurban artık duygusal bir bağımlıdır. Kendi işkencecisinin adaletine teslim olmuştur. Onda kurtuluşun tek yolu başkaldırmak ve örülen sahte duvarları parçalamaktan geçer. Ancak bu aşamada bile mağdur eş için tehlike bitmiş değildir.

“Narsist bir sapkın daima tehditkârdır. Ayrıldıktan sonra bile, telkin etmeyi bildiği talepler sürüp gider. Tutumunda geciktirici bir etki vardır. Eski eş ya da sevgili, ondan fiziksel olarak uzaklaştığında, ev değiştirdiğinde ya da boşandığında hemen ruhsal özgürlüğüne kavuşmaz. Çünkü bu talepleri içselleştirmiştir… Sonuç olarak ayrılıkların her zaman acılı
olduğunu cesaret kırmadan vurgulayalım. İrade gerekecektir ama harcanan çabalar ödülünü bulur. Bu tür bir kişilikle dost kalarak boşanma/ayrılma genellikle bir ütopyadır. Yalanlar, çocuklar için şantajlar, mallara sahip çıkma teşebbüsleri olacaktır. İyi bir avukat seçmek tavsiye edilir.”

“Peki, bu zorlu süreç sonunda ne yapılmalı?” derseniz hem mağdur eş için hem de narsist sapkın eş için ön görülen tedavi yöntemleri ve uygun hekim seçimi gibi önem arz eden konuları kitabımızın kapanış bölümlerinde bulabilirsiniz.

Keyifli okumlar dilerim.

Varlık Ergen