On iki yıldır Almanya’da sürgün olan şair Ka Türkiye’ye dönüşünden dört gün sonra, bir röportaj için Kars şehrinde bulur kendini. Ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkân dükkân bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanlarını tanımaya çalışır. Kars’ta ağzına kadar işsizlerle dolu çayhaneler, dışarıdan gelmiş ve kardan mahsur kalmış gezgin bir tiyatro kumpanyası, intihar eden ve türban direnişi yapan kızlar, çeşitli siyasal gruplar, dedikodular, söylentiler, Karpalas Oteli ve sahibi Turgut Bey ile kızları İpek ve Kadife ve Ka için aşk ve mutluluk vaadi vardır. İşte Kar’dan yedi alıntı:
Fakir ve önemsiziz, bütün mesele bu.🌼
Bir yandan yok olduğunu, bir yandan var olduğunu düşündü: Kendisini seviyordu, bir kar tanesi gibi hayatının aldığı yolu sevgi ve kederle izliyordu.🌼
Mazlum olmak yetmez, haklı da olmak lazım.🌼
Başkasının acısını, aşkını anlamak ne kadar mümkündür?🌼
Hicret, yalnız evdeki zalimden kaçmak için değil, ruhumuzun derinliklerine ulaşmak için de yapılır.🌼
Sanki burası herkesin unuttuğu bir yerde ve kar sessizce dünyanın sonuna yağıyordu.🌼
Mutsuzluktan hiçbir şey yapamaz olunca, mutluluğu düşünmeye başladım.🌼
Mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye’deki kadınların yarısı intihar ederdi.🌼
Doğru olanı yapmak her zaman insanı mutlu etmiyor.🌼
Not Kapaktaki çizim Orhan Pamuk’a aittir.