Covid 19’un Londra ve güneydoğu İngiltere’de daha hızlı yayılmasından yeni bir koronavirüsün sorumlu olabileceği duyurulmuştu. Günler sonra yeni koronavirüsün “olağan dışı sayıda mutasyona sahip olduğu” söylendi. Avrupa Hastalık Kontrol Merkezince yayımlanan raporda mutasyona uğrayan koronavirüse şimdilik “SARS-CoV-2 VUI 202012/01” ismi verildi. Daha hızlı hastalık yapıyor daha hızlı yayılıyor. Şimdilik hastalık aşamasında nelerin değişebileceği belli değil. Mevcut aşıların işe yarayıp yaramayacağı da belirsiz lakin genel kanı işe yarayacağı yönünde. Virüsü mutasyonu daha iyi tanımak, önlemlerimize nasıl güncelleyebileceğimize ve bağışıklık sistemimizi nasıl daha iyi güçlendireceğimize dair bilgiler almak üzere Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu’na danıştık. Özellikle viroloji, immünoloji ve seroloji üzerine çalışan Taşkınoğlu Düzen Laboratuvarlar Grubu İmmunoloji ve Moleküler Mikrobiyoloji birimi sorumlusu. İşte sorularımız ve yanıtları:
Koronvirüsleri genel olarak anlatır mısınız? Nedir diğer virüslerden farkı, kaç çeşit koronavirüs var?
İnsan Koronavirüsleri genel olarak her sene karşımıza üst solunum yolu enfeksiyonları olarak çıkan virüslerdir. Bu gruptaki virüslerin yaptığı hafif ve orta derecede üst solunum yolu hastalığında klinik tablo genellikle soğuk algınlığına benzer. Semptomları arasında burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, muhtemelen baş ağrısı ve ateş – bazen birkaç gün devam ediyor – yer alır. Virüs, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlı veya genç bireylerde zatürre veya bronşit gibi daha ciddi solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. İnsanda ölümcül olabilen çok az koronavirüs var. Solunum sorunlarına neden olan Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS), diğer tiplere göre daha şiddetli semptomlara neden olabilen koronavirüslerdir.
Mutasyon nedir? Virüslerin mutasyona uğraması normal mi? Hepsi uğruyor mu? Beklenen bir şey miydi?
Mutasyon genetik materyalde (genom) değişiklik olmasıdır. Virüslerde genetik değişikliklerde iki temel mekanizma söz konusudur: mutasyon ve rekombinasyon. Bir virüsün genetik materyalindeki değişiklikler, viral proteinlerin işlevinde değişikliklere yol açabilir. Bu tür değişiklikler, yeni viral serotiplerin veya değiştirilmiş virülans virüslerinin yaratılmasına neden olabilir.
Virüsler, genetik seçilimin bir sonucu olarak sürekli değişiyor. Viral genomda bir hata oluştuğunda mutasyon meydana gelir. RNA virüsleri çok sık mutasyona uğrar. Mutasyonlar zararlı, etkisiz veya bazen de olumlu yönde olabilir. Bu nedenle özellikle RNA tipi virüslerin mutasyonba uğraması beklenen bir şeydir.
Mutasyondan korkmalı mıyız?
Mutasyonların nasıl bir karakterleri olduğuna bağlı olarak korkup korkmayacağımıza karar veririz. Zararlı yönde bir değişim gösterirse bizi endişelendirir. Bulaşıcılık artarsa virüsün daha çok yayılmasından, infektivitesi yani hastalık yapıcı etkisi artarsa daha çok ve ağır hastalık geliştirmesinden korkarız. Bu nedenle tespit edilen mutant suşun karakterini anlamak için çalışmalar yapılır.
Bugüne kadar çok kötü bir şekilde mutasyona uğrayan virüs ya da mikrop oldu mu?
Bu konuda bir çok virüs var. Corona virüs MERS ve SARS haline gelmesi gibi. Ama sonra bu virüsler iyi yönde değişiklik gösterdiler.
Mutasyonla ilgili panik yapalım mı? Koronavirüs salgınının bittiği günleri görecek miyiz?
Elbette bittiği günleri göreceğiz. Virüs bize biz virüse alışacağız. Bu tür salgınlar tarih boyunca çok fazla gözlendi ve hepsi ile mücadelemizi ettik.
Koronavirüs aşıları virüs mutasyonunda işe yarayacak mı?
Şuana kadar olan mutasyonlarda aşıların hedeflediği epitopları etkileyen bir durum olmadığı için aşılar konusunda sorun gözükmüyor. Ama elbette bir başka mutasyonda aşıların etkisini engelleyecek değişiklikler olabilir.
Bakterilerde işe yarayan dezenfektanlar virüslerde de işe yarar mı?
Bakteriler tek hücreli mikroorganizmalardır. Yaşamak için konakçıya ihtiyaç duymazlar. Virüsler ise bakterilerden daha küçüktür ve sadece genetik materyalden oluşurlar. Çoğalmak için insanlar, bitkiler veya hayvanlar gibi yaşayan konakçılara ihtiyaç duyar. Aksi takdirde hayatta kalamazlar. Bir virüs vücudunuza girdiğinde, hücrelerinizden bazılarını işgal eder ve hücre mekanizmasını ele geçirerek virüsü üretmesi için yeniden yönlendirir.
Bakterilerde işe yarayan dezenfektanlar ve ilaçlar virüslerde işe yaramayabilir. Bu çalışma mekanizmalarına bağlıdır. Dezenfektanların her virüsün ve bakteriyi öldürme yeteneği laboratuvar ortamında test edilerek belirlenir. SARS-CoV-2 için şuana kadar elde edilen verilere göre yağlı bir yapısı olan virüs kapsülü sıradan dezenfektanlarla yüzeyden rahatlıkla temizlenebilmektedir.
Koronavirüsten maske takarak korunabilir miyiz?
COVID-19’un t bulaşmasını azaltmak için maske takmanın etkinliğini gösteren çok sayıda kanıt vardır. 194 ülkenin ön analizi, maskelerin önerilmediği yerlerde , ilk vakaları bildirildikten sonra kişi başına koronavirüs ölümlerinde haftalık yüzde 55 artış görülürken , bu oran maske takmayı destekleyen kültür veya kılavuzlara sahip ülkelerde yüzde 7 olduğunu bulunmuştur.
Ama, şimdiye kadar, maskelerin, virüsün kullanıcının solunum sistemine girmesini önlemedeki etkinliği net değildir. Genel kabul maske takmanın sizi korumadığı karşınızdakini sizden koruduğu yönünde olsa da maske takmanın sizi de koruduğunu gösteren çalışmalar da vardır. Maske takmak 2,5 mikrometreden daha küçük partiküller için her zaman yararlı değildir ve hatta eğer sağlıksız eski bir maske kullanıyorsanız solunum yolundaki viral yükü artırabileceği düşünülmektedir. Çünkü eski maskeler % 30’dan daha az filtreleme verimliliğine sahiptir. Bu nedenle doğru ve uygun maske
takmak gerekir.
Hangi maske daha iyi korur?
Ancak tüm maskeler eşit düzeyde koruma sağlamaz. İdeal maske, insanların koronavirüsü başkalarına bulaştırdığı, konuşma, öksürme veya hapşırma sırasında ürettiği büyük damlacıklarını, insanlar konuşurken veya nefes verirken aerosol adı verilen daha küçük hava kaynaklı parçacıklarla birlikte engelleyebilmelidir.
Sağlık çalışanları için N95 maskesi önerilir, burun ve ağız çevresini sıkıca kapatır, böylece çok az sayıda viral partikül içeri veya dışarı sızabilir. Ayrıca havadaki patojenleri filtrelemek için karışık lifler içerirler. Cerrahi maskeler nonwoven kumaştan yapılmıştır, bu nedenle N95 maskesine erişimi olmayan sağlık çalışanları için genellikle en güvenli seçenektir. Genel olarak, cerrahi maskeler virüs içeren aerosolleri bloke etme konusunda ev yapımı maskelere göre yaklaşık üç kat daha etkili olduğu bilinmektedir.
Genel olarak koronavirüsle ilgili tavsiyelerinizi alabilir miyiz?
Mesele yüzümüzü (ağzımızı, burnumuzu ve gözlerimizi) virüs içeren damlacıklardan korumaktır. Karşımızdaki insanın damlacıklarının bize ulaşmaması için mesafemizi korumak, maske takmak ve gözlerimizi korumak için de siperlik takmak gerekir. Genel hijyen kurallarına uyup herkes ile ortak kullandığımız alanlara ellerimizi sürdüğümüzde ellerimizi yıkamak ve böylece elllerimizle virüsü yüzümüze taşmamaya çalışmamamız önemlidir.
Bağışıklık sistemimizi nasıl daha güçlü tutarız? Bu sistemin psikolojik durumla ilgisi var mı?
Bağışıklık sistemimizi sağlıklı uyku ve beslenme ile sağlıklı tutarız. Sağlıklı bir diyet uygulamak, meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet önerilir. Bitki bazlı besinler vitamin ve antioksidan bakımından zengindir. Bu arada, zeytinyağında ve somonda bulunan sağlıklı yağlar, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde vücudun bağışıklığını artırabilir. Ayrıca şekerleri ve rafine karbonhidratları azaltmak tavsiye edilir.
Bol suç içmek, yeterli uyku uyumak, egzersiz yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak çok önemlidir. Elbette stres hem zihinsel hem de fiziksel olarak bedene zarar verebilir. Kronik stres veya anksiyete, vücudun bağışıklık sistemini baskılayan stres hormonları üretmesine neden olabilir. Sevdiklerinizle konuşmak, iletişimi kesmemek, farkındalık egzersizleri ve meditasyon yapmak stres yönetimi için size yardımcı olabilir.
Son soru; Hollywood tarzı virüs mutasyonlarını gelecekte görmemiz olası mı?
Elbette olası. Virüsler hayatlarını sürdürebilmek için mutasyon geçirirler.