Bir mühendislik harikası su içi evleri ve kanalları olan VENEDİK, 25 sene öncede ilgimi çekmemişti, şimdide. Labirent gibi daracık, birbirine benzer sokakları, albenisi olmayan meydanları, iki tur attırmak için anasının dinini isteyen hissiyatsız gondolcuları…kırmızı elbiseleriyle köprü ve kanalların üzerinde İnstagram’ a aşkın şehri temalı pozlar vermeye çalışan turist kızlarımız.
Su altında kalma tehlikesi bulunan “Venedik’i çökertirse turistler çökertir” diyen Venedikli rehber, ekonomilerini kaldırıyoruz haberleri yok! Ortaçağın meşhur korsan ve kolonicisi Venedikliler, ne istiyorlar ki acep?
Akşamları kapısı kapanan, giriş ve çıkışların olmadığı, dışarı açılan balkonlarının söküldüğü, ev içinde gizli sinagoglarının bulunduğu izole yahudi mahalleleri…”Getto” ların doğduğu yer Venedik. İkinci dünya savaşında, yahudilere, yoksulluk, eziyet ve kıyımların yaşatıldığı yer gettolar…Bu durumu anlatan kabartma duvar resimleri oldukça etkileyici…
Birde hayat kadınlarının bedenlerini sergiledikleri ve bu mealde isimleri olan kanal üstü köprüleri…
Venedikliler, Marco Polo’ya, milyon Marco lakabını vermişler (adam habire milyonda milyo diyormuş), evinin sokağına da milyonlu bir isim takmışlar. Dünyanın ilk casinosu da Venedik’te.
Ve etkileyici cam sanatları var Allah için, söylemeden geçemiyeceğim, hiç biri diğerine benzemiyor, çok güzel. Birde vitrin düzenlemeleri oldukça sanatsal ve hoş!