Bugün Cuma ve çevremdeki herkes, virüsün etkisine rağmen, çok mutlu gözüküyor. Acaba neden insanlar Cuma gününe bu kadar anlam yüklüyorlar derken, Thomas Hobbes’in, tüyleri diken diken eden o açıklaması geldi aklıma ve mutluluklarının nedeni belli oldu insanların. Ne demiş Thomas Hubbes?
“Doğada bir insan diğer insana karşı yardımcı ve dost değil adeta bir kurttur. Herkes her şeyi kendisi için istediğinden, diğerlerini bu şeylerden mahrum etmeyi düşünür. Her insan böyle düşündüğünden, çatışmalar çıkar. Herkes, çevresindeki diğerlerine karşı savaşçıdır ve doğal durumda çarpışma halindedir. Acaba kim kazanacak diye sorarlar kendine. Kuşkusuz ki gücü çok olan kazanacaktır. Güçsüzün yenilgisi, pek mantıklı, akla ve doğruya pek yakındır, makuldür ve makbuldür. Doğal hukukun en doğrusu ve temellisi işte budur yani HAK KUVVETLİNİNDİR. Kuvvetli, zayıfın zararını gerektirebilir fakat bu zarar haksız değildir. Çünkü zayıfın bir hak’kı, yasa’sı olamaz, olsa bile o yasayı ve hak’kı uygulattırmak onun harcı değildir. Zayıf neden şikâyet eder anlayamıyorum. Ey güçsüz, senin keyfine mi hizmet edeceğim? Tabi ki HAYIR. Sanma ki seni isteğini gerçekleştirmekten yoksun bırakmak için davranıyorum. Ben, kendi isteğimi yerine getirmek istiyorum. Eğer muktedirsen, sen de öyle hareket et! Ama edemezsin çünkü gücün yok. Güç sahibi olmak, işte en büyük düstur…”
Günümüzün mutsuzluğunun kaynağı, yukarıda Hobbes’in aktardığı davranışın, günlük yaşantıda, iş hayatında, okulda hatta aile içinde uygulanmasıdır. Herkes, kendisiyle ve çevresiyle, sağlıklı iletişimde olduğunda mutlu olur. Hafta sonlarındaki mutluluğun sebebi budur; minimum insan, minimum baskı, minimum stres, maksimum kendini
yaşama ihtimali…