İran’ın en büyük kadın şairlerinden biri olan Pervîn-i İtisâmî, 1285 hş./1907 yılında Tebriz’de dünyaya geldi. Annesi Ahter, Mirzâ Abdulhüseyin Han’ın kızıydı. “İtisâmu’l-mulk” lakabıyla bilinen İran’ın en ünlü yazarları, mütercimleri ve bilginleri arasında yer alan babası, Mirzâ Yûsuf Hân İtisâmî (ö. 1316 hş./1937) İran’da yayınlanan ilk edebiyat dergisi olan Bahâr’ın editörü olması, öte yandan ünlü Arapça ve Fransızca eserleri Farsça’ya çevirmesiyle bilinmekte, İran gazetecilik ve bilim dünyasında önde gelen bir kişilik olarak edebiyat çevrelerince yakından tanınmaktaydı.
İtisâmu’l-mulk, Türkçe’yi ve Arapça’yı da ileri düzeyde biliyordu. Maliye çalışanlarından olan büyük babası Tebriz’e gelip yerleşmiş, Pervîn-i İtisâmî’nin babası da burada dünyaya gelmişti. Pervîn beş yaşında iken (1291 hş./1911) ailesiyle birlikte Tahran’a gidip yerleşmişlerdi. Yusuf İtisamî’nin evi; ünlü edebiyatçılar ve yazarların buluştuğu bir edebiyat ve şiir meclisiydi. Bu yüzden daha çocukluk yıllarında Pervîn, zamanın bilge edebiyat adamları Ali Ekber-i Dihhudâ (ö. 1334 hş./1955 ) ve Meliküşşuarâ Bahâr (ö. 1330 hş./1951) gibi büyük kişiliklerle tanışma imkanı buldu.
Arapça ve Farsça’yı, özellikle bu iki dilin grameri ile temel edebiyat bilgilerini babasından öğrenmeğe başlayan Pervîn altı yaşlarından itibaren içlerinde babası ve başta Meliküşşuarâ Bahâr olmak üzere ünlü şahsiyetlerin yer aldığı bilim ve edebiyat çevreleriyle olan yakın ilişkilerinden dolayı özel hocalardan da ders alarak kendisini iyi düzeyde yetiştirdi. Çocukluk yıllarında boş vakitlerini oyundan daha çok okumayla geçiren Pervîn, on bir yaşlarında Firdevsî (ö. 411/1020), Menûçehrî-yi Damğanî (ö. 432/1040), Nâsır-i Hüsrev (ö. 481/1088), Enverî (ö. 583/1187), Nizamî-yi Gencevî (ö. 619/1222), Mevlanâ Celaleddîn (ö. 672/1273) gibi ünlü Fars şairlerinin şiirlerini okudu.
Hem İran’da ve hem de dış ülkelere yaptığı seyahatlerinde babasıyla birlikte bulunan, çocukluk yıllarından itibaren şiire, edebiyata çok yakın ilgi duyan ve sekiz yaşlarında şiir söylemeye başlayan Pervîn-i İtisâmî’nin ilk şiirleri babasının editörlüğündeki Bahâr dergisinde yayınlandı. Bir süre sonra şiirlerinin diğer birtakım dergilerde de yayınlanmasıyla edebiyat çevrelerinin ilgi ve beğenilerini kazanmaya başladı. Onun şiir zevki ve edebî yeteneklerinin gelişmesinde önemli rol oynayan dikkate değer etkenlerden biri de, babasının da üyeleri ve müdavimlerinden olduğu edebî meclislere yoğun olarak katılmasıydı. Bu tür toplantılardan birinde ünlü şair ve yazarlardan Muhammed Takî-yi Bahâr onun şiir dalındaki yeteneklerini sezinlemiş ve kendisini bu konuda teşvik etmiş, yıllar sonra da divanına önsöz yazmıştır. Bu önsöz Pervîn’in divanının daha sonra yapılan hemen hemen bütün baskılarında yer almıştır. Bütün bunların yanı sıra babası değişik dillerde yazılmış ünlü şairlerin şiirlerini Farsça’ya çevirdikten sonra kızının şiir formatına aktarmasını sağlayarak onun yetişmesinde önemli rol oynamıştır. Bütün bu etkenler Pervîn’in kendisini edebiyata ve şiire vermesinde önemli rol oynamış, onun daha sonraki dönemlerde şiir ve şairlik alanlarında önemli ilerlemeler sağlamasına yardımcı olmuştur.
https://www.dutlukdergi.com/pervin-i-itisami-edebi-kisiligi-ve-siiri/
Babası, Pervîn’i özgür, arzuladığı alanda iyi bir eğitim görmesi amacıyla kendi isteğiyle Amerikan Kız Koleji’ne gönderdi. Pervîn bu okulu iyi dereceyle bitirdi. Onun bilinen özelliklerden biri de bir Amerikan Koleji’nde okumuş olmasına rağmen hiçbir zaman doğulu kadın olma özelliğinden kesinlikle ödün vermemesi ve bütün değerlerini koruyabilmesidir. 1304 hş./1926 yılında Rızâ Şah Pehlevî’nin sarayında eşine ve çocuklarına özel hocalık yapmasının istendiği, fakat onun “Asla o saraya girmeyeceğim” diyerek bu teklifi geri çevirdiği söylenir. İran’da o dönemlerde gözlenen kadın hareketlerinden hiçbirine katılmayan Pervîn, bu tür faaliyetlerin kendisi gibi edebiyat ve bilimle uğraşan sosyal kategorilerde yer alan kadınların dışındaki gruplar tarafından yapılmasının daha uygun olacağı kanaatini taşımaktaydı. Zamanının çoğunu değişik konularda okuyarak, edebiyat alanında araştırma yaparak geçiren Pervîn-i İtisâmî, Fars edebiyatının yanında İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında da köklü bir eğitim görmüş ve İngilizceyi de ileri düzeyde öğrenmişti.
Öğrenimini tamamladıktan sonra bitirdiği okulda Fars Dili ve Edebiyatı, İngiliz Dili ve Edebiyatı dersleri veren Pervîn-i İtisâmî, 1313 hş./1934 yılında evlenerek Kirmanşah’a gidişine kadar bu görevini sürdürdü. Pervîn, mutlu bir evlilik hayatı kuramadığı için birkaç ay gibi kısa süre sonra bu evliliğine son vererek edebiyat ve şiire daha çok yer ayırdığı yeni ve apayrı bir hayat yaşamaya başladı. Şiirlerinde bu olayın etkisi sadece bir kıtasında görülmektedir:
ای گل، تو ز جمعیت گلزار، چه دیدی
جز سرزنش و بد سری خار، چه دیدی
ای لعل دل افروز، تو با اینهمه پرتو
جز مشتری سفله، ببازار چه دیدی
رفتی به چمن، لیک قفس گشت نصیبت
غیر از قفس، ای مرغ گرفتار، چه دیدی
Ey gül, gül bahçesinden sen ne gördün?
Dikenin sitemi ve kötülüğünden başka ne gördün?
Ey gönül aydınlatan yakut, şu olanca alımlılığınla
Pazarda sıradan bir müşteriden başka ne gördün?
Çimenliğe gittin, ancak payına kafes düştü!
Kafesten başka ey esir kuş ne gördün?
Çocukluk günlerinde bile insanlardan kaçan ve yalnızlığı tercih eden Pervîn, genelde az konuşur ve çok düşünürdü. Kadınları ilgilendiren sosyal etkinliklerde de ön planda görülmez, özgürlük ve insan hakları amaçlı hareketlere bile katılmazdı. Bütün bu münzevî yaşam tarzı dizelerinde açıkça görülür. Ancak bütün bunların yanı sıra uygun ortamlar bulduğunda şiiriyle bu tür hareketleri desteklemekten de geri de durmazdı.
Pervîn’in bazı şiirleri babasının sahibi olduğu Bahâr dergisinde yayınlanıyordu. Divanı ilk defa 1314 hş./1935 yılında Muhammed Takî-yi Bahâr’ın önsözüyle yayınlanan, Fars şiirinin doruklarında yer edinmiş Pervîn-i İtisâmî, 1320 hş./1941 yılında 35 yaşında hayata veda etti.
Pervîn-i İtisâmî’nin dünyaya veda edişinin birinci yıldönümünde onu anmak için “Encümen-i Danişverân” tarafından hazırlanan programda okunan ünlü şairlerin şiirleri arasında Muhammed Hüseyn-i Şehriyâr’ın Pervîn için söylediği şiir en güzellerinden biriydi:
سپهر سخن راست پروين ستاره
جهانی سوی اين ستاره نظاره
بلند آسمانی است ديوان پروين
بلند اخترانش برون از شماره
دو صد رشته گوهر كه هر يك چو پروين
به گوش سپهری سزد گوش واره
به هر درد و داغی توان چاره جستن
دريغا به داغ اجل نيست چاره
بهل شهريار آتش شوق پروين
كه اين جا دلی بايد از سنگ خاره
Pervîn söz feleğinin yıldızı
Bir dünya seyrediyor bu yıldızı
Yüce bir gök Pervîn’in divanı
Sayısız onun yüce yıldızları
İki yüz ip dizili mücevher, her biri Pervîn gibi
Bir feleğin kulağına yaraşır bir küpe gibi
Çaresi var her derdin, her yaranın
Yok çaresi ne yazık ki ecel yarasının!
Bırak Şehriyâr, Pervîn’in aşk ateşini
Sert taştan bir gönül gerek burada
https://www.dutlukdergi.com/pervin-i-itisami-divani/
Çok kısa bir ömrü, şiir söylemek için oldukça kısa bir fırsatı olmasına karşın Pervîn, şiirde en güzel fırsatı yakalamış, onun Fars şiiri dünyasında oturduğu makam ne çağdaş dönemde ne de klasik çağlarda Hâfız dışında hiçbir şaire nasip olmamıştır. Pervîn’in Meşrutiyet sonrası dönem Fars şiirinde birdenbire ortaya çıkması son derece önemli ve büyük bir olay olarak kabul edilir. Onun edebiyat ve şiir üzerindeki etkileri, hem yaşıtları, hem aynı çağda yaşayan şairlerde, hem de kendisinden daha yaşlı şairlerde açıkça görülür. O yıllarda yayınlanmış şiir mecmuaları, şiir ve edebiyat yayın organlarında kısa bir gezinti bu durumu belirgin olarak göstermektedir. Bundan da öte; Nimâ Yûşic gibi Modern Fars Şiiri’nin öncüsü olarak bilinen büyük bir şair, divanındaki şiirlerinin tanıklığıyla dillere destan şiiri “Efsâne”yi kaleme aldıktan yıllarca sonra Pervîn’i izleyerek onun tarzında şiir yazmaya çaba göstermiştir. Nimâ, 1306-1316 hş. yılları arasında yazdığı; “Horus-i Sade”, “Kerm-i Ebrîşem”, “Esb Devanî”, “Horus-i Bukelemûn”, “Berende-yi Münzevî” ve “Dûd” gibi şiirlerini hep Pervîn’in şiirlerini göz önünde bulundurarak yazmıştır.
Pervîn-i İtisâmî Divanı
https://www.dutlukdergi.com/pervin-i-itisami-edebi-kisiligi-ve-siiri/