Güzelliğin ilk kelime olduğu bu sayfada
Ne farkı var; güzel de, çirkin de olsak gözlerde biz?
Açınca diğer goncalar, yola düşer gideriz biz
Gel, şimdi gel de; çimenlikleri bezeyelim biz!
Korkmuyoruz soğuğundan, sıcağından yazgının
Yakmak için, yanmak için hazırız biz!
Fars şiiri tarihsel geçmişi, zengin dağarcığı ve engin boyutlarıyla dünya edebiyatında, özellikle de doğu edebiyatında derin bir etkiye sahiptir. Bizim edebiyatımız ve şiirimiz üzerinde de son derece yaygın ve derin etkisi bulunan Fars Edebiyatı coğrafyasında, klasik dönemlerden bu yana büyük söz ustaları hep var olagelmiştir. Farsça konuşulan coğrafyalar dışında Fars edebiyatının en yaygın ve en etkili olduğu, Farsça şiire en çok kucak açan coğrafyalardan biri de yine Anadolu olmuştur. Anadolu, klasik çağlardan bu yana Farsça söyleyen şairleri ve şiirlerini çok sevmiş, Farsça söyleyen şairler bizim yurdumuzda, yaygın ve yoğun kabul görmüşlerdir. Klasik çağların her biri bir şiir dehası söz ustaları: dünyaca ünlü başyapıtlarından Şahnâme’yi insanlığa armağan eden ulu şair Firdevsî başta olmak üzere, Senaî, Attâr, Nizamî, Mevlanâ, Sadî, Hâfız…; çağdaş dönemin, aynı zamanda Türk dünyamızın büyük şairi Muhammed Hüseyn-i Şehriyâr, bunlardan sadece birkaçıdır. Özelikle didaktik şiir dalında öne çıkan Attâr, Mevlanâ ve Sadî gibi şairlerin modern çağdaki temsilcilerinden biri de, Şehriyâr’ın deyimiyle “şiir göğünün yıldızı” Pervîn-i İtisâmî’dir.
Pervîn; olgun, ergin, dünya görmüş, yüreği yanık bir düşünce insanı ve bir bilge kişilik olarak bütün şiirlerinde okurlarını doğruluğa ve iyiliğe yöneltmeği hedefleyen öğüt dolu dizeleriyle öne çıkar, ağzını açtığında neredeyse söylediği her söz öğüt içeriklidir. Pervîn, Antik çağlardan başlayarak, İslâm Öncesi İran Edebiyatı’nın kültürel, edebi ve didaktik birikimini, İslâm sonrası dönemlerin değerleriyle, değişik renkleriyle harmanlayıp modern çağın anlayışına ustaca, sade ve akıcı bir dille aktaran son derece üstün bir yetenektir.
Pervîn-i İtisamî’den önce de, sonra da İran’da ünlü söz ustaları da hep var olagelmişlerdir. Ancak Pervîn ne klasik dönem Fars şairleri ve ne de kendisinden sonra gelen modern çağ şairleriyle mukayese edilebilecek bir şair değildir. Bu bağlamda Pervîn bambaşka bir yetenek olarak ortaya çıkmaktadır. O, bütün şiirlerinde; yeni birtakım sosyal içerikli hedefleri dillendirmiş; şiirini ve sanatını sadece etik ve sosyal birtakım yenilikleri gerçekleştirme uğrunda kullanmıştır. Pervîn’in şiiri; yeni konular, yoksullar, çaresizler ve düşkünlerin sıkıntılarını dile getirmesiyle öne çıkar. O, gerçekte sıkıntılar içerisinde yaşamakta olan toplum kesimlerinin, zarar görmüşlerin haklarının savunucusu; çalışan, üreten ve sıkıntı çekenlerin dert ortağı, bahtsızların heyecanlı ve yılmaz sözcüsüdür.
Pervîn’in ahlaki düşüncesi; başta Sadî-yi Şirazî olmak üzere klasik Fars şairlerinin düşünceleriyle neredeyse aynı özellikleri taşır. Pervîn-i İtisamî’nin şiiri ağırlıklı olarak daha gerçekçi bir ifadeyle; ister sosyal ister ahlaki konulu olsun didaktik şiir türündendir. Bu bağlamda; Senaî’nin Hadika’sı, Attâr’ın İlâhînâme’si, Mevlanâ’nın Mesnevî’si, Sadî’nin Bûstân’ı ve bu tarzda şiirler kaleme alan diğer şairlerin, şairin düşünce yapısıyla çok yakından ve derinden ilgili olması kaçınılmaz bir gerçektir. Dizelerinin altyapısı klasik dönem şairlerinin ahlak anlayışı üzerine yükselmektedir Nâsır-i Hüsrev’in dünyadan kaçışı, Senaî’nin hikmet eğilimleri ve akıl önceliği, Muhammed-i Gazzalî’nin felsefi anlayışı, Sadî’nin yumuşak ve orta halli ahlaki eğilimleri…, modern çağın bu yetenekli şairinin düşünce ve duygularıyla dillendirilmiştir. Bu divandaki kasideler; Nâsır-i Hüsrev kasidelerinin kokusu ve ışıltılarını taşır. Bunun yanı sıra Sadî ve Hâfız’ın olağanüstü ifadelerini çağrıştıran dizeler çoktur.
Fars edebiyatının en ünlü kadın şairi olarak bilinen, klasik şiir kalıplarını kullanarak modern çağın sosyal gerçeklikleri konusundaki duygu ve düşüncelerini dizelerine yansıtan Pervîn-i İtisamî’nin Divan’ını güzel Türkçe’mize çevirmek benim için son derece onur ve gurur verici bir çalışma oldu; bu inci dizili dizelerden kendi adıma ben çok şey öğrendim.
Çeviride; erişebildiğim aşağıdaki baskılarını karşılaştırmalı olarak inceledikten sonra ana metin olarak Hasan Ahmedî-yi Givî tarafından geniş bir giriş bölümüyle birlikte Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî adıyla yayınlanan (Tahran 1381 hş.) metni esas aldım. Divan’ın, çeviriye esas metni, hem de diğer baskılarındaki toplam beyit sayısı 5.602’dir. Türkçe çeviride başvurulan ve değerlendirilen diğer baskılar ise şunlardır:
1. Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî (İntişarât-i Dustân), Tahran 1385 hş.
2. Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî (İntişarât-i Şirket-i Taavunî-yi Kârâferînân-i Ferheng u Huner), Tahran 1388 hş.
3. Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî (Neşr-i Sales), Tahran 1388 hş.
4. Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî (Sedâ-yi Muâsir), Tahran 1385 hş.
5. Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî (Feride-yi Danayî), Tahran 1371 hş.
6. Dîvân-i Pervîn-i İtisâmî (Şehrâm-i Recebzâde), Tahran 1374 hş.
Böylesine değerli bir eserin Türkçemize kazandırılmasında en büyük pay sahibi, İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu’muz, bir edebiyat sevdalısı Sayın Dr. Sejad SOLTANZADEH Bey’dir. Pervîn-i İtisâmî Divanı’nın Türkçe çevirisi, Soltanzadeh Bey’in bir sohbetimiz esnasında bu güzel şiirlerin Türkçe’mize çevrilmesi isteğini dile getirmesiyle gündeme geldi. Bunun üzerine benim de bir hayalim gerçekleşmiş oldu. Erzurum’a gelişlerinden bu yana Fars Dili ve Edebiyatı alanındaki çalışmalarımızda maddi, manevi desteklerini esirgemeyen sayın başkonsolosumuza şükranlarımı sunuyorum.
Bütün çalışmalarımda ufuk açan görüşleri, yol gösteren önerileriyle beni hep teşvik eden, çalışma azmimi kamçılayan değerli abim Doç. Dr. Sadık ARMUTLU’ya saygılarımı ve en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Şiirlerin çevirileri ve son okumalarında sık sık görüşlerine başvurduğum değerli meslektaşım Dr. Öğr. Üyesi Pouneh ABDOLLAHIFARD’a değerli katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.
Takdir edileceği gibi böylesine kapsamlı çalışmalar büyük emek ve yoğun çabaların ürünü olarak ortaya çıkarlar. Bütün dikkat ve özene rağmen bu çalışmanın da hataları ve eksikleri olacaktır. İlgililer, yapıcı eleştirileri ve değerli görüşleriyle daha doğruya erişmemi sağlayacaklardır.
Gözün de, canın da bakmadan gördükleri var!
Gönül ayağının, adım atmadan yürüyüşleri var!
Varlıkta yolculuğa çıkmak güzel
Bir gül olmak, bir an yaşamak güzel!
Erzurum
Dergâh Yayınları
Seri:Fars Edebiyatı
Sayfa Sayısı:469