
Milletvekilliği Hastalığı
Doğduğum şehrin bazı köyleri kasabaya pek yakındır. Hemen bir tarla aşıldıktan sonra kocaman köye, yani bizim kasabaya girilir.
Doğduğum şehrin bazı köyleri kasabaya pek yakındır. Hemen bir tarla aşıldıktan sonra kocaman köye, yani bizim kasabaya girilir.
18.12.2020 Cuma
Bize egemen olan, hayatlarımızı rezillik, utanç, acı ve sıkıntıyla dolduran, doğal, içten ve dostça duygularımızı inciten, bedenlerimizi durmadan yaralayan, ve hayatlarımızı tatsız ve acınacak hale...
Tabiat çoğunca dosttur. Düşman gibi gözüktüğü zaman bile insanoğluna kudretini ve kuvvetini tecrübe imkânları veren, yüz vermez bir babadır; fırtınasında kayığını batırdığı zaman yüzmesini, rüzgârında...
Gözleri bana ilişince teşekkür etmek ister gibi sırıtıyor ve ince dudaklarının arasından sarı dişleri görünüyordu.
Kanun önünde bir kapıcı durur. Bu kapıcıya taşradan bir adam gelir ve kanuna girmek için izin ister. Ama kapıcı ona o an için giriş izni...
Kısa hikayeler yazarların kendi seslerini bulup keşfetme mekanizmaları olarak işlev görebilir. Diğerleri içinse kısa hikayedeki temalar yeni fikirler doğurup, muhteşem romanlara dönüşebilir.
Biraz ilerideki pencereden bir avuç kadar gökyüzü görünürdü: Masmavi...
Şap Denizi'nde dolaşan gemilerin ateşçilerine kazanların önü güverteden daha serin gelir.
İyi bir öykü yazmak için Kurt Vonnegut’tan 8 ipucu.
Öyle zamanlarım olur ki, beni sessizce bekleyen odama giderken, bu her akşamki yürüyüş beni sıkar, boğar ve ben caddeyi örten kalın kar tabakasının üstüne uzanarak...
Bir zamanlar ölümün kaçınılmaz son olduğuna inanırdım. Yıllar düşüncelerime zaten birtakım şüpheler serpiştirdiyse de evvelki hafta yaşadıklarım bu inancımı yerle bir etti. Kader, rastgelelik, şans...
Vaktin daha erken olduğunu düşünerek bu binayı yakından görmek isteğine kapıldım.
Genç şair siyah meşin ciltli ufak kitabı havaya kaldırarak bağırdı: -Bundan daha yükseğinin bulunduğunu söyleyemez, sevgilim benim eserimden daha güzelini okuduğunu iddia edemez ya.Gözlerinde, erimiş...
Tıpkı benim gibi yorgun ve ölmekte olan bir duvara çevirdim bakışlarımı, boya artıklarından ve küçük çatlaklardan tedirgin siluetler oluşturdum. Hepsi birden yavaşça canlanıp dağıldılar odama.
Hiç sen bir su değirmeninin içini dolaştın mı adaşım?.. Görülecek şeydir o... Yamulmuş duvarlar, tavana yakın ufacık pencereler ve kalın kalasların üstünde simsiyah bir çatı......
Sonunda, akşamın gölgeleri uzarken, karşımda hüzünlü görünüşlü Usher Evi belirdi. Kasvetli, karanlık, sessiz bir sonbahar gününü, iç karartıcı bir arazide at sırtında geçirmiştim. Gökteki bulutların...
Emir subayı, "Ne yapacağız şimdi?" dedi kaygı ve heyecan içinde. "Gömeceğiz onu," dedi Timothy Lean. İki subay, yoldaşlarının, ayaklarının dibinde yatan cesedine baktılar. Yüzü çivit...
"Teyzem birazdan aşağıda olur, Bay Nuttel," dedi on beşindeki bilgiç küçük hanım; "o gelene kadar bana katlanmanız gerekecek." Framton Nuttel, doğrusu teyzenin aşağıya inmesinin biraz...
Müşterisi, gösterişsiz yüzünde hala gazinodaki o hülyalı gülümseyiş, arabadan çıktı. Jerry kolundan tuttuğu gibi polis merkezine soktu onu.