Gizemli Halk Sümerler; Buluşları, Biraları ve Tanrıları

Nereden geldikleri ve nereye kayboldukları tam olarak bilinmeyen Sümerlerle ilgili kısa bir derleme yaptık.


Sümerlerin M.Ö. 3000 yılında, Ortadoğu’ya yerleştiği biliniyor. Yazıyı bulan, yazılı tarihi başlatan, ilk edebi eserleri yazan, ilk mitolojiyi oluşturan, ilk okulları açan ve daha bunlara benzer birçok ilke imza atan bir halktan söz ediyoruz. Dünya üzerinde Sümerlerle başlamayan neredeyse hiçbir olay yok neredeyse.

Lakin; kendilerine “Kara kafalılar” diyen, büyük ihtimalle beyaz tenli ve tıpkı Türkçe gibi Asyatik sondan eklemeli, genel bilim dünyasının “izole” dil olarak kabul ettiği ve hangi dil ailesiyle bağlantılı olduğu hakkında onlarca teori bulunan bir konuşma ve yazı dili kullanan bu halkın etnik kökeninin ne olduğunu hiç kimse bilmiyor…

Tarihi başlattılar ve ardından Samiler ve diğer Orta Doğu halklarına karışarak ortadan kayboldular… Başlangıç ve sonlarıyla ilgili bildiğimiz şeyler bunlar. Sümerlerin kökeni günümüzde tam olarak bilinemese de Orta Asya taraflarından oldukça kültür etkileşimi yaşadıkları tahmin edilmektedir.

Antik Mezopotamya’ya dair en büyük bilgi kaynaklarından biri, antik Sümer hükümdarlarının birçoğunun isimlerinin ve ne kadar süre tahtta kaldıklarının yazılı olduğu kil bir tablet olan “Kral Listesi”dir. Liste, efsane ve tarihsel gerçekliğin ilginç bir karışımı. Listede, ilk krallardan birinin 43.200 yıl yaşadığı söyleniyor. Listede ayrıca MÖ 2500 dolaylarında Kiş tahtına oturan Sümer’in tek kadın hükümdarı Kubaba’nın da ismi geçiyor. İktidarı veya tahta nasıl geldiği hakkında çok az şey bilinse de listede Kiş’in temellerinin sağlamlaştırdığından ve yüzyıl süren bir hanedan kurduğundan bahsediliyor.

Lapa kıvamında olan Sümer birası kamışlarla içiliyordu.

Yazı, tekerlek, saban, yazılı kanunlar, edebiyat en bilindik Sümer icatları, ancak Sümerleri meşhur eden bir şey daha var: Bira! Arkeologlar Mezopotamya’da bira yapımının MÖ 4. binyıla dayandığını kanıtlayan bulgulara rastladı. Kullandıkları mayalama yöntemi bugün hala gizemini korusa da yaptıkları biranın çok kıvamlı oluşundan dolayı özel bir kamışla içilen arpa özlü bir karışım olduğu görülüyor. Sümerler biralarının besin zengini malzemelerinden övgüyle söz etmiş ve biranın “neşeli bir kalp ve memnun bir ciğerin” anahtarı olduğunu söylemişti. Hatta bira bulduğuna inanılan ve uğruna yazılan ilahi de yere konulmuş maltı suladığı söylenen Ninkasi adında bir tanrıça bile vardı.

HALA KULLANILIYOR

Altmış saniyelik dakikalar ve altmış dakikalık saatlerin kökeni Antik Mezopotamya’ya dayanıyor. Modern matematiğin onluk sisteme dayalı olması gibi, Sümerler de 60’lık birliklere dayalı bir sayı sistemi kullanıyordu. Kolayca bölünebilen bu sayı sistemi daha sonra bunu ayların uzunluğu üzerine astronomik hesaplamalar yapmakta kullanacak Babiller tarafından benimsendi. 60’lık sistem zaman içinde kullanımdan kalksa da bıraktığı miras bugün bile hem saat hem dakika ölçümlerimizde bizimle. Sümerlerin altmışlık sayı sistemlerinin diğer kalıntıları günümüzde, dairenin 360 derece olması gibi uzamsal ölçümlerde varlığını sürdürüyor.

ÇOK TANRILI BİR İNANIŞ

Sümerlerin dini inanış biçimleri de oldukça mistik ve fantastik. Çok tanrılı bir inanışa sahiplerdi. Bununla beraber her nesnenin bir tanrısı olduğu inancına sahiplerdi. Sümerlerin bu tanrıları insan görünümünde fakat insanüstü güçlere sahip tanrılardı.

Sümer tanrıları insanlara ne istediklerini söylemez, ancak insanlar onlara ne istediklerini sorabilir ve bu sorularına cevap alabilirlerdi. Sümer halkı tanrılarla iletişimlerini Ziggurat adı verdikleri tapınaklarda gerçekleştiriyorlardı. Bu Ziggurat’lar, tanrıyla iletişim kurabildiğine inanılan insan olan, Rahipler tarafından işletilirdi. Din adamları tanrılara istediklerini sorar, onlara kurbanlar adar ve kendilerine azap etmemesi için tanrılarına yalvarıp dua ederlerdi.

Ziggurat’lar, o günün şartlarında mümkün olabildiğince yüksek inşa ediliyordu bunun sebebi ise tanrıların en güçlüsü, ulu tanrı olan Gök Tanrısı’na yakın olmaktı. Din adamı veya Rahipler, Sümer Kralları tarafından yetkilendirilmişlerdi. Zaten Sümer Kralları da en yüksek derecedeki Rahiplerden seçilmiş ve yarı tanrı statüsünde olmuş kişilerdi. Kralların da en ulvi görevi insanları yönetmekti. Sümerledeki tanrılar ise şu şekildeydi;

Anu: İlk tanrı, baş tanrı ve gök tanrısıdır.

Ki: İlk tanrının dişisi ve yer tanrısıdır.

Enlil: Hava tanrısı ve sonraki diğer tüm tanrıların babasıdır.

Enki: Bilgelik tanrısıdır.

Ninmah: Ana tanrıçadır.

Nanna: Ay tanrısıdır.

Utu: Güneş tanrısı ve Nanna’nın oğludur.

Ecem: Tanrıların kraliçesidir.

İnanna: Aşk ve bereket tanrısıdır.

Aşnan: Tahıl tanrısıdır.

Lahar: Sığır tanrısıdır.


%d blogcu bunu beğendi: