Murat Gülsoy, ilk olarak 2004 yılında yayımlanan Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık kitabının on yıl sonra yapılan baskısında kitabı genişletmişti. “Kurmacanın bilinen sırlarıyla ihlal edilebilir kurallarını” ele aldığı kitaba eklediği yeni bölümler ve konulardan biri de “Yazarlardan Öneriler”.
Kurmaca yazmak isteyenler için önemi ipuçları içeren bu bölüm, John Braine, John Steinbeck, George Orwell, Kurt Vonnegut, Walter Benjamin ve Oscar Wilde’ın bilgeliklerinden oluşuyor. Bugün sizlerle bu listeden Orwell’in önerilerini, Gülsoy’un yorumlarıyla birlikte paylaşıyoruz:
Günümüz dünyasını, iktidarın bireyin arzularını ve gerçekliğini nasıl kontrol edip kurduğunu anlatan modern klasiklerin başında gelen 1984 romanının yazarı George Orwell’ın “Politika ve İngiliz Dili” adlı makalesinden alınmış önerilere göz atalım:
Özenli bir yazar, yazdığı her cümlede kendi kendine hiç değilse dört soru soracaktır, şöyle ki:
* Ne söylemeye çalışıyorum?
* Hangi kelimeler bunu en iyi ifade eder?
* Hangi imge ya da deyişler bunu daha açık ifade eder?
* Bu imge etki yaratabilecek yenilikte mi?
Ve muhtemelen iki soru daha:
* Bunu daha kısa bir biçimde ifade edebilir miyim?
* Kaçınılacak kadar nahoş bir şey söylüyor muyum?
Bir kimse kelime ya da deyişlerin etkisi hakkında sık sık şüpheye düşebilir ve içgüdülerinin sınıfı geçemediği durumlarda güvenebileceği kurallara ihtiyaç duyar. Sanıyorum aşağıdaki maddeler bu gibi durumların pek çoğu için yardımcı olabilir:
- Asla basılı olarak görmeye alıştığınız bir metafor, teşbih ya da deyim kullanmayın.
- Kısa bir kelimenin yeterli olacağı durumlarda asla uzun bir kelime tercih etmeyin.
- Eğer çıkarılabilecek bir kelime varsa onu her zaman çıkarın.
- Etken bir cümle kurabilecekken edilgen bir cümle kurmayın.
- Eğer gündelik dilde karşılığını bulabiliyorsanız asla yabancı bir deyiş, bilimsel kelime ya da jargon kullanmayın.
- Barbarca bir söz etmek yerine bu kurallardan herhangi birini en yakın zamanda unutun.
George Orwell’ın özellikle klişelere karşı yaptığı uyarı çok yerinde. Atölyelerde sıklıkla gündemimize gelen bir konudur: Klişe kullanmaktan kaçınalım diyoruz, tamam, ama bir söyleyişin, hikâyenin, kurgunun klişe olup olmadığını nasıl anlayacağız? Orwell’ın “basılı olarak görmeye alıştığınız” tarifi iyi bir ölçüt sayılabilir. Tabii diğer önerileri de çok yerinde. Özellikle entelektüel eğilimi ağır basan yazar adaylarında uzun, karmaşık betimleme yapma ve jargon kullanma eğilimi oluyor. Bunların üstesinden gelmek, daha yalın ve etkili bir anlatım için önemli gerçekten de. Son madde de diğer birçok yazarın söylediği gibi önerileri kurallaştırmaktan kaçınmamız için bir uyarı niteliğinde.